001- Amazon’da Satış Maceram ve Girişimcilere Tavsiyelerim

İnternet Girişimciliği Notlarım'ın 1. sayısına hoş geldiniz!

Acı tatlı tecrübeler ve zahmetli öğrenmelerden süzdüğüm notları burada paylaşıyorum. Siz de benim gibi internetten bir iş kurmak istiyorsanız doğru yerdesiniz.

Bağlam oluşturması için 31 Mayıs 2021'de paylaştığım bir yazıyı ekleyerek başlıyorum. Amazon'da satış serüvenimden ve tavsiyelerimden bahsettiğim bu yazı çok uzun, 5 bin küsür kelime. Ancak 3 senelik deneyim ve gerçek çıkarımlar var içinde. Web sitesinden okumak isterseniz orijinal paylaşıma buradan ulaşabilirsiniz.

Bugün Amazon’daki ilk satışımın üçüncü yıl dönümü. Kendi markamı ve ürünlerimi oluşturarak geçirdiğim son 3 yılda inişli çıkışlı birçok gün geçirdim. Çoğu zaman güzel geçti ama bazı zamanlar da zordu. Aşağıdaki tweete gelen tepkilerden aldığım ilhamla kendi hikayemden kesitlerle nacizane tavsiyelerimi paylaşacağım.

Bu tavsiyeler sadece, Amazon üzerinden private label ürünlerin FBA ile yurt dışında satışını kapsıyor.

1. Private Label ve Fulfillment

Ben Amazon FBA işini ilk olarak Muslim Entrepreneur Network adlı bir yerden gelen bir mail ile duydum. Ekim 2016’da hukuk fakültesinin son sınıfında deli gibi çalışması gereken bir öğrenci olduğum için bu maili yıldızlayıp derslerime döndüm.

Haziran 2017’de mezun olduktan sonra da bir süre avukatlık stajına devam ederken avukatlık yapmayı deneyimledim. Ancak avukatlığın koşuşturmacasının bana göre olmadığını anlayıp başka işlere yöneldim.

İşte o zamanlar önceden gelen mailleri tararken yeniden bu maili gördüm ve şu kelimeler büyük heyecan verdi:

  • “copy & paste simple formula”

  • “highly profitable”

  • “automated”

  • “online business”

  • “NO EXPERIENCE OR MUCH MONEY”

Sanki uzun zamandır hayalini kurduğum zaman ve mekan bağımsız online işi bana altın tepside sunmuşlardı. O heyecanla programın “ücretsiz” kısmına kaydoldum ve videoları izlemeye başladım.

Heyecanım daha da katlandı. “Earning money while you sleep” “completely passive” “step-by-step blueprint” “no-risk included” vb. kalıplar insanı gerçek girişim dünyasından koparıp harikalar diyarına taşıyordu.

Ücretsiz dört seansın ardından bu harikalar diyarının girişin ücretli olduğunu öğrendim ve bahsettikleri işin her adımını içeren kursun $997’a satıldığını gördüm. İnanın o kadar güzel anlatmışlardı ki o gün cebimde o kadar param olsaydı muhtemelen o kursu alırdım.

Ancak alternatif yollar aramam gerekiyordu ve yeni duyduğum şu iki konsept benim girişimcilik anlayışımda yeni kapılar açmıştı:

Private Label: Özel etiketleme. Bu yöntemle üretim yapan atölyeler ve fabrikalar kendi üretim kapasitelerini herkese açık bir şekilde sunuyorlar. Eğer talep ederseniz kendi fabrikalarında üretebilecekleri ürünleri sizin markanız (etiketiniz) altında üretip size teslim ediyorlar. Bu üretim yerleri Çin, Hindistan ve Pakistan gibi birçok ülkede ve hatta Türkiye’de bulunuyor. En kolay örneği BİM, A101 gibi market zincirlerinin süt, peynir, ketçap gibi hızlı tüketim ürünlerini kendi markaları altında başka fabrikalarda ürettirmesi olarak verilebilir.

Siz bu yöntemle iş yapan üretim yerlerini bulup, neler üretebildiklerini inceleyip, onlardan teklif alıp, üzerine kendi markanızın basılı olduğu ürünlere sahip olabiliyorsunuz. Yani bugün fiziksel üretim yapmak istediğinizde illa ki bir fabrika inşa etmenize gerek yok. Türkiye’de ve yurt dışında binlerce fabrika sizin emrinizde. Yapmanız gereken bu üreticileri bulup, doğru bir iletişim ve anlaşma ile istediğiniz ürünün geliştirilmesini ve üretilmesini sağlamak.

Fulfillment: E-ticaret ürününün depolanması, müşteriye kargolanması ve iade işlemleri dahil bütün süreçlerinin tek bir yerden karşılanması. Eğer fiziksel bir ürünü internet üzerinden satmak istiyorsanız sizi uğraştıracak bütün işlerin bir organizasyon tarafından gerçekleştirilmesi de diyebiliriz.

Türkiye’de e-ticaret yapıyorsanız ve kendi deponuz yoksa bu tür hizmetlerden yararlanarak işlerinizi kolaylaştırabilirsiniz. Ancak buradaki güzel nokta şu: Eğer yurt dışında bir ülkede satış yapmak istiyorsanız, siz orada olmasanız da sizin ürünlerinizi orada depolayacak, kargolayacak ve diğer işleriyle uğraşacak bir sistem var. İşte bu sistem de size yurtdışında bir e-ticaret işi kurabilme fırsatını sunuyor.

Private label yöntemi bana fiziksel ürün üretme imkânını, fulfillment konsepti ise bu ürünlerin müşteriye ulaştırılmasına dair her şeyi kapsıyordu. Zaten anlatılan işin en büyülü tarafı da bu. Bunlar bir e-ihracat girişimcisinin gerçekten elini güçlendiren en önemli konular. Bugün bu fırsatları kullanarak Türkiye’den hiç çıkmadan, Çin’de üretim yaptırıp, ABD’de ürün depolayıp satış yapabiliyorum.

2. İlk Deneyimler

YouTube ve Google üzerinden araştırmalara devam ettikçe bu işe daha da fazla inandım, iş modeli de aklıma yattı. alibaba.com üzerinden Çin’deki üreticilere erişip benim için private label üretim yapmalarını isteyecek, sonrasında bu ürünleri ABD’deki Amazon depolarına göndermelerini sağlayacaktım. Ürünleri amazon.com üzerinden pazarlayacak ve Fulfillment by Amazon (FBA) hizmetinden yararlanarak gelen siparişlerin Amazon tarafından müşteriye gönderilmesini sağlayacaktım.

“Ben bu işe girişiyorum” kararını verdikten sonra Udemy platformu üzerinden Amazon’da satış hakkındaki en yüksek puanlı kursları satın alarak bu işe tam zamanlı mesai harcamaya başladım.

Kurslarda mesafe kat ettikçe işin inceliklerini öğrenmeye başlamıştım. Private label ile fulfillment konseptlerinin yanında Amazon pazar yerindeki ürünleri analiz etme fırsatının olduğunu öğrendim. Amazon’daki birçok ürünün ne kadar satıldığını, satış geçmişini, hangi anahtar kelimelerden satış aldıklarını aşağı yukarı görebiliyorduk. Bunun yanında belirli bir fiyat aralığında ve aylık cirosu belirli bir seviyenin üzerinde olup da rekabetin fazla olmadığı ürün gruplarını bulmanın yöntemlerini öğrendim.

Bu öğrendiklerimle beraber de ilk ürün grubumu seçtim, markamı belirledim, logosunu hazırlattırdım, üreticileri belirledim, pazarlık yaptım, numuneler aldım, üretim yaptırdım, denetim yaptırdım ve sonunda 2018 Mayıs’ta ürünlerim Amazon ABD depolarına ulaşarak amazon.com‘da satışa açıldı. Hiç beklememe rağmen ilk gün 2 sipariş geldi, ilk ay bittiğinde ise 100’e yakın sipariş vardı, $1200 civarında ciro oluştu.

Sanırım hayalimdeki işi bulmuştum ve iyi bir başlangıç yapmıştım. Sene sonuna kadar Amazon’da satışın farklı alt alanlarından ayrıntılı kurslar aldım, öğrenmeye devam ederek satışlarımı arttırdım. Sene sonunda $10.000’a yakın bir ciro yakalayınca artık Amazon’dan satış yapmak benim tek işim haline gelmişti.

3. Gerçeklerle Yüzleşme Senesi

2019’un başında son derece mutluydum. Uzun zamandır içimde taşıdığım girişimcilik azmini doğru bir iş modeliyle buluşturarak kendi hayatımı kazanmaya başlamıştım. Artık bu işi tek iş olarak yapacağımdan bazı konuları daha detaylı araştırmam gerekiyordu; vergi, muhasebe ve şirketleşme gibi konuları.

3.1. Sales Tax

Bu araştırmaları yaparken ABD’de, Türkiye’deki KDV benzeri “sales tax” adında bir vergi olduğunu ve bu verginin bulunduğu eyaletlerde ürün depoladığım anda bu verginin mükellefi haline geldiğimi öğrendim.

Mükellef olmak kolay ancak bu vergi yükünü karşılamak o kadar kolay değil. Ürünlerim hangi eyaletlerde depolanıyor, bu eyaletler sales tax mükellefiyetini yerine getirmek için ne tür şartlar koşuyor, ne kadar sales tax toplamak gerekiyor, bunları hangi periyotlarda ve ne şekilde beyan etmek gerekiyor gibi birçok soruya yanıt aradım. Bu konuda öğrendiklerimi Bir İhracat Hikayesi’nin 18. bölümünde paylaşmıştım.

İlginçtir ki aldığım hiçbir eğitim bu tür bir vergi yükünden bahsetmiyordu. Aksine “dünyanın herhangi bir yerinde evinizden oturarak para kazanın” “Çin’de üretin ABD’de satın“, -“ama önce şu kursu $997’a alın“- demekten başka bir şey demiyorlardı. Size şahane bir iş modeli sunuyorlardı ancak neredeyse hiçbir Amazon’da satış kursu bu iş modelinin bir parçası olan vergisel yükümlülüklerden bahsetmiyordu.

3.2. Çinli İstilası

Ben bu tür araştırmaları sürdürürken satışını yaptığım ürün grubunun pazarı hızlıca değişmeye başladı. Neredeyse her gün 3-4 farklı yeni rakip ürün listeleniyordu ve birçoğu benim ürünümün tıpatıp aynısı ya da daha iyisiydi. Sonradan “Çinli istilası” olarak adlandıracağım bu dönemde pazar inanılmaz kalabalık bir hale geldi.

Her yeni gelen rakip satış almak için reklam vermeye başlayınca benim verdiğim reklamlardaki tıklama başı maliyetler (CPC: Cost per Click) hızlı bir şekilde yükseldi. Bir yere kadar rekabetçi kalabilmek için optimize ederek reklamları sürdürdüm ancak belirli bir süre sonra reklamlardan sadece zarar ediyordum. Bundan dolayı en iyi sonuç aldıklarım dışında bütün reklamları kapattım.

İşte o zamanlarda pazara sonradan giren ancak muhtemelen reklam bütçesi benden bir hayli fazla olan yeni rakipler çılgınlar gibi reklam yaptılar. Ürüne ilişkin bütün aramalarda en başta yer almak, bütün varyasyonlarıyla müşterinin gördüğü her yerde olmak istediler.

Üstelik hızlıca ortaya çıkan bu yeni rakipler benim fiyat tekliflerimden ortalama %25 daha ucuz bir teklif sunuyordu. Benim ürünüm $12.99 iken onların fiyatları $8.99, $9.99 bandında değişiyordu. Kendi ürünümün fiyatını o seviyeye çekmek benim kârlılığımı ciddi derece düşüreceği için ben fiyatı indirmeyi düşünmüyordum. Ancak aradan geçen birkaç ayın ardından bu Çinli rakipler hem yorum sayısı hem de yorum ortalaması bakımından daha iyi konuma geçmiş, üstelik yaptıkları lansman çalışmalarıyla aramalarda benim ürünümün önüne geçmeye başlamışlardı.

Artık müşteriler benim ürünümü görmeden hem daha düşük fiyatlı hem de daha yüksek yorum sayısı bulunan bu rakipleri görüyordu. Bunun etkisiyle satışlarım azaldığı için mecburen fiyatı düşürmek zorunda kaldım. Benimle beraber diğer rakipler de fiyatları düşürdü ve pazardaki en yüksek fiyat $9.99’a düştü. İşte bu Çinli istilası, bütün pazarı bozarak satıcıların birkaç dolar ancak kazandığı bir yer haline getirdi.

Buradan şu dersleri çıkardım:

  • Jungle Scout, Helium 10 vb. analiz yazılımlarını kullanarak doğrudan hangi ürünlerin çok sattığı üzerine araştırma yaparak bulunan ürünler size rekabet avantajı sağlamaz. Çünkü bu araçları kullanmayı öğrenen herkes sizin gibi bir araştırma yapıp sizin bulduğunuz ürünleri bir şekilde buluyor ve size rakip oluyor. Ürün araştırma için sadece bu kaynaktan yararlanırsanız kaybedersiniz.

  • alibaba.com üzerinden ulaştığınız Çinli üreticilere dünyadaki herkes ulaşabiliyor. Bu kadar kolay iletişim kurup üretim yaptırabileceğiniz yerler size rekabet gücünü koruyan ürünler sağlamaz. Çünkü bütün Amazon eğitimleri başarılı ürünleri seçip Alibaba’daki üreticilerden almayı öğretiyor. Bu yüzden eğer ürününüz iyi bir satış miktarına ulaşırsa başka girişimciler hemen Alibaba’dan üretici aramaya başlayacak. Sizin üreticinizi bulabilir, ürünüzün aynısını ya da daha iyisini üretip sizin karşınıza geçebilirler. Hatta sizin yüksek sayıda sipariş verdiğinizi görünce iştahı artan Çin’deki üreticiniz bile Amazon’da rakibiniz olabilir.

  • Amazon’da satış yapabilmek için ürün, lojistik maliyetleri ve az biraz reklam bütçesinden çok daha fazlası gerekiyor. Piyasaya ilk girdiğimde pazarı oluşturan en hacimli anahtar kelimelerde lansman yaparak öne çıkmam gerektiğini öğrenmiştim zaten. Üstüne eğer piyasa kızışırsa tekrar mini lansman kampanyaları yapmak ve zararına da olsa reklam kampanyalarıyla kendi pozisyonunu korumak gerektiğini öğrendim. Amazon’dan kazanabilmek için sürekli Amazon’a harcamak gerekiyormuş.

4. Danışmanlık Süreci ve Optimazon

Amazon’da satış yapmak için 2018 başında elimde yalnızca $2500 vardı. Bu sermayenin $1500’ını eğitimlere, marka çalışmalarına, numunelere ve ilk 1000 adetlik üretime ayırmıştım ve geri kalan $1000’ı da sonraki üretim için hazırda bekliyordu. Satışlar başlayınca elde ettiğim kazancı sürekli geri yatırarak Amazon’daki sıralamamı yukarıya çıkarmak için lansman ve reklamlara harcamıştım.

2019’un ortalarına doğru Çinli istilası ile karşılaşınca büyük sermayeli rakiplerimin karşısında çok zayıf kalmıştım, pazarlama için daha fazla paraya ihtiyacım vardı. Tam da bu sıralarda Bir İhracat Hikayesi’ne konuk olduğum video yayınlandı ve yayınlanmasının ardından inanılmaz bir taleple karşılaştım. Bir hafta içerisinde 60-70 tane e-posta ve mesaj almıştım.

Birçok kişiye uzun uzun cevaplar yazdım, elimden geldiği kadar gönüllü olarak yardımcı olmaya çalıştım. Hatta bir sonraki Bir İhracat Hikayesi bölümünde o zamana kadar aldığım eğitimleri, hangi kaynakları takip ettiğimi vs. hepsini şeffaf bir şekilde paylaştım. Kaynaklar dosyasına halen buradan erişebilirsiniz.

Ancak o kadar yoğun bir talep vardı ki insanlara yardım etmek istememe rağmen artık bir şekilde kendi zamanımı korumam gerekiyordu, bu yüzden 2019’un ortalarından sonra danışmanlık hizmeti sunmaya başladım. Öncelikle kendi web sitemde bir sayfa açarak bunu duyurdum, birkaç arkadaşımla beraber işleri paylaşarak şirketlere yardımcı olmaya başladık.

Amazon’daki büyük sermayeli rakiplerime karşı nereden fon sağlayacağımı keşfetmiştim, danışmanlıktan kazanıp Amazon’daki ürünlerimin pazarlamasına harcamaya başladım. Danışmanlık işleri nakit akışını rahatlatmak için uzun süre devam etti. Bu işleri 2020’de Optimazon markası altında topladık.

5. Türkiye’den Ürün Göndermek

Çinli istilasından sonra artık internet girişimcilerinin hızlıca ulaşabildiği üreticilerden ve ürünlerden, özellikle Çin’in çok ucuza ve kolay imal ettiği ürünlerden uzak durma kararı aldım. Bu yüzden yeni ürünler için alibaba.com üzerindeki arayışımı durdurdum. Bu kez daha farklı bir ürün seçme süreci izlemeyi düşünüyordum ve şu filtreyi koydum: Türkiye’nin üretiminde en iyi olduğu ürünlerden Amazon pazarlarında talep edilen ne var?

Böyle düşününce karşınıza çok fazla ürün çıkıyor. Ancak bu ürünlerin üreticilerine ulaşmak, üreticiyle güvenebileceğimiz bir iş ilişkisi kurmak vs. hep gözümü korkutmuştur. Bu yüzden yukarıdaki sorunun üzerine bir de memleketim Isparta’da üretilen ürünlerden Amazon pazarlarında talep edilen ne var? sorusunu sordum. Bu sefer daha az bir ürün seçeneği vardı ve bu ürünlerin hepsinin nereden ne şekilde alınacağını biliyorduk, memleketteki tanıdıklar vs. aracılığıyla daha kolay bir iş ilişkisi kurabilecektik. Bu süreçte Isparta’daki üretim, depolama ve lojistik işleriyle ilgilenmesi için en yakın arkadaşlarımdan biriyle ürün ortaklığı kurduk.

Arkadaşımla beraber Isparta’da üretilip globalde satılan ürünlerin bir listesini çıkardık. Bütün ürünleri teker teker Amazon’da inceledik, satış grafiklerini karşılaştırdık, maliyetlerini analiz ettik ve sonunda yeni ürünümüzün ne olacağına karar verdik. Bu ürün büyük şirketlerin göz ardı ettiği ve satmaya yeltenmediği, fabrikalarda üretilmeyen kısmen el yapımı bir üründü.

Tedarik için çiftçilerle anlaşmamız gerekiyordu ve aslında ilk kazığımızı orada yedik: Bizim önceden satın almak için anlaştığımız tarla mahsulünü bizden önce daha yüksek fiyat veren birisine satıp toplatmışlardı bile, biz tarlaya gidince gördük, öğrendik, şaşırdık, tartıştık. Ama Türkiye’de işler böyle yürüyormuş, 3-5 gün içerisinde her şey değişebilir, sözler önemsenmeyebilirmiş. Neyse, Türkiye’den ürün gönderme konusunda başka sıkıntılar da çektik ama detaylandırıp motivasyonunuzu kırmak istemiyorum. Bir şekilde ürünleri temin ettik, kutularına koyduk ve ABD Amazon depolarına gönderdik.

2019’un sonlarına doğru satışlar başladı ve bu ürün de 2018’deki ilk ürünüm gibi iyi performans gösteriyordu. Henüz ilk aydan bütün hacimli anahtar kelimelerde ilk sayfadaydık, dönüşüm oranlarımız da gayet yüksekti. İşte dedim, doğru kombinasyonu buldum, Amazon’da talep edilen ancak diğer satıcıların kolay ulaşamayacağı yerel ürünleri araştır, tedarik et, gönder, kazan!

Ancak bu güzel günler çok uzun sürmedi. Satışların iyi gittiğini gören rakipler yavaş yavaş ürünlerini eklemeye başladılar, ancak kaygılanmadık. Çünkü biliyorduk ki bu pazar büyük sermayeli satıcıların gözüne kestirmeyeceği kadar niş ve çoğunlukla fabrikasyonu olmayan ürünlerden oluşuyordu. Buna rağmen satıcıların Çinli olduğunu görmek bizi endişelendiriyordu. Kısa bir süre sonra da Çinli satıcıların bir başka yüzüyle karşılaştık: Black-hat taktiklerle sahte yorum manipülasyonu.

Aslında bir pazarda önceden var olmanın en büyük avantajı ürününüzün sahip olduğu yorumlar ve yorum ortalaması. Ancak Çinli satıcıların birçoğu black-hat yöntemlerle yorum sayılarını hızla arttırmayı başarabiliyorlar, hem de inanılmaz bir hızda. Önceki ürünlerin satışını yaparken de bazı Çinli satıcıların black-hat yöntemlerini fark etmiştim ama bu kez çok farklıydı. Aşağıdaki görsel Helium 10 Market Tracker aracından gelen “Top 10 increases in Reviews” yani haftalık olarak yorumları en fazla artan 10 ürünün görseli:

Yorumlarını 1 haftada 14’ten 192 adede çıkaran da var, 55’ten 718’e çıkaran da! Çinli satıcılar böyle böyle bütün pazarları darma duman ediyorlar.

Bu nasıl oluyor merak ediyorsanız black-hat yöntemlerden bazıları kısaca şunlar:

  • Detay Sayfalarını Birleştirme: Eskiden satışı yapılan ama uzun süredir satılmamış ve fazla sayıda olumlu yorumu bulunan ürünlerin detay sayfalarını buluyorlar. Bu sayfadaki görselleri, başlığı, markayı ve bütün açıklamaları kendi satacakları ürünün detaylarıyla değiştiriyorlar. Diğer ürünün sayfasıyla kendi satacakları ürünün sayfası birebir aynı olduğunda Satıcı Destek Ekibi’ne (Seller Support) bu iki sayfanın tek bir ürün için olduğunu ve birleştirilmesi gerektiğini söylüyorlar. Destek Ekibi de dışarıdan bakıldığında birbirinin kopyası görünen bu sayfaları birleştiriyor, böylelikle eskiden satılan ürünlerdeki yorumların hepsi yeni satılacak ürün sayfasına taşınmış oluyor.

  • Gizli Varyasyon Ekleme: Yine eskiden satışı yapılan ama çok sayıda olumlu yorumu bulunan ürünlerin detay sayfalarını buluyorlar. Bu kez bu listeyi 0 stokla kendi envanterlerine ekliyorlar ve markasını kendi markalarıyla değiştiriyorlar. Satıcı paneli içerisinden Parent-Child ilişkisiyle bu ürünleri renk, boyut, ağırlık vb. türden birbirinin varyasyonu olarak ekliyorlar. Varyasyonlu listelerde ürün yorumları toplanıyor ve tek bir değer olarak gösteriliyor. Örneğin kırmızı elma 50 yorum, sarı elma 20 yorum aldıysa, bu ikisinin varyasyon olarak beraber gösterildiği ürün detay sayfasında toplam yorum 70 olarak görünüyor. Çinli satıcılar eski ürün listesini 0 stoklu eklediği için o ürün müşterilere görünmüyor, ancak o üründen gelen yorumlar yeni ürünün sayfasında görünüyor.

  • Dijital Üründen Dönüştürme: Bu kez Amazon’a e-kitap gibi bir dijital ürün ekliyorlar ve bu ürünü ücretsiz olarak yayınlıyorlar. Kendi internet gruplarında bu ürünü paylaşarak her gün belirli miktarda kişinin bu dijital ürünü ücretsiz olarak satın alıp, indirip, belirli bir süre sonra 5 yıldızlı yorum yapmasını sağlıyorlar. Günlerce süren çalışmanın ardından tamamı 5 yıldızlı yüzlerce yorumu olan bir liste oluşuyor. Şimdi bu listeyi ya fiziksel ürün listesine dönüştürüyorlar ya da satacakları ürüne gizli varyasyon olarak ekliyorlar.

Çinli satıcılar yukarıdaki yöntemleri kullanarak yorum arttırma sürecini onlarca kez tekrarlayıp alakasız ilgisiz birçok üründen yorum topluyor. Hatta kendilerinin manipülasyon yaptığı yetmezmiş gibi başkalarına sahte yorum servisi bile veriyorlar.

Bütün bu olanlara rağmen, durumu detaylı bir şekilde ve ekran görüntüsü ispatlarıyla beraber çeşitli kanallardan defalarca Amazon’a iletmeme ve çok şiddetli şikayet mailleri atmama rağmen maalesef yeterli bir çözüm sunmadılar. Arada sırada bu sahte yorumlu listelerin yorumları azaldı ama Çinli satıcılar yenilerini ekleyerek her zaman manipülasyonlarına devam ettiler.

Sonradan okuduğum bir kaynakta Amazon’un Çinli satıcılarının bu eylemlerine karşılık neden yeterince etkili mücadele etmediğini de öğrenmiş oldum: Çinli satıcılar en düşük fiyatları getirerek Amazon’un “en fazla ürün seçeneğini en ucuza sunma” felsefesine katkı sağlıyordu. Aynı satıcılar kaçak yorumlar ekleyerek başka niş pazarlara yeni ürünler koymaya halen devam ediyorlar.

6. 2020 Pandemi Süreci

COVID-19 pandemisinin dünyada yayılmaya başlaması Amazon’daki satışları neredeyse hiç etkilememişti. Bi’ ara halen sattığım eski ürünlerimin tedariği için Çinli üreticilere ulaşamamıştım, ama zaten Amazon depolarına 2019’un son çeyreği için fazlaca ürün göndermiştim. Ancak pandeminin yavaş yavaş Türkiye’yi ve ABD’yi etkisi altına alması yeni zorluklar ortaya çıkardı.

Öncelikle Amazon 2020 Mart ayında FBA depolarına gönderebileceğimiz ürünler için geçici limitler koydu, ardından bu limitler kalıcı hale geldi. Yeni ürünler için gönderiler 200 adet ile sınırlanmıştı, ama halihazırda sattığımız ürünlerde de limitler vardı.

Amazon’un söylediğine göre son 90 günlük satış adedi kadar ürün gönderebiliyorduk, ancak bu satış adedinin içerisinden depoda bulunan ürünleri çıkarıp üst limiti öyle belirliyorlardı. Örneğin, son 90 gündeki satış olan 900’den depoda bulunan miktar olan 300’ü çıkarıp bize 600 ürünlük bir depo hakkı tanıyorlardı. Sorun şu ki biz Türkiye’den gönderimi ucuza getirebilmek ve kâr marjımızı yüksek tutabilmek için karma olarak hava ve deniz taşımacılığını kullanan bir seçenekle ABD’ye ürün gönderiyorduk. Bu seçenekte lojistik süreleri iyi zamanlarda 30 güne kadar, son çeyrek gibi yoğun zamanlarda ise 60 güne kadar uzanabiliyordu.

İşte bizim çuvalladığımız aşama tam da burası oldu, biz 3-4 aylık ürün göndermek isterken bize ancak 2 aylık satışımız kadar depo hakkı tanımışlardı. Üstüne üstlük Türkiye’den gönderim sürelerinin de pandemi nedeniyle 3 ayı bulabileceğini ve fiyatların da hatrı sayılır derecede yükseldiğini öğrendiğimizde işler çok hızlı değişti. Üst limit olarak bizim gönderebileceğimiz 600 ürün FBA deposuna varasıya kadar 2-3 ay geçecek ve o arada stok dışı kalacaktık.

Aynen de öyle oldu, neredeyse 2 ay Türkiye’den gönderdiğimiz üründen hiç satamadık. Amazon depolarındaki limitlerden başka, ABD gümrüğünün bizim gönderdiğimiz ürünlere karşı pandemi sebebiyle ek incelemeler başlatması ve Amazon depolarının çok yoğun olmasından dolayı teslim edilen ürünlerin haftalar sonra satışa hazır hale gelmesi gibi sorunlar da yaşadık. Amazon sıralama algoritması da stok dışı kalanı cezalandırıyor. Bu yüzden 2-3 aylık satış yapamadığımız dönem bize daha da pahalıya patladı. Ürünler satışa hazır hale geldiğinde sıralamalarda aşağılara düştüğümüz için eski satışların yarısını ancak elde edebiliyorduk. Bu süreçte daha önce Çin’den gönderdiğim eski ürünlerimde yeterli stok bulunmasaydı her şey çok daha zor olurdu.

Bu süreçten çıkardığım en önemli ders şuydu: Fiziksel ürün ticareti çok fazla üçüncü tarafın dahil olduğu, zahmetli ve hızlı ölçeklenmesi için büyük sermaye gerektiren bir iş.

Fiziksel ürün ticaretinin içinde çok fazla aşama ve her aşamada farklı zorluklar var:

  • Üretim esnasında tedarik problemi yaşayabilirsiniz, çiftçi örneğinde olduğu gibi.

  • Ürünü saklama koşullarında zorluklar yaşayabilirsiniz. Biz Türkiye’den gönderdiğimiz ürününün 2021 stokları için 2020 yazında Isparta’da büyük bir depo tutmak zorunda kalmıştık.

  • Ürünü Türkiye gümrüğünden çıkarma konusunda ve hedef pazarın (örnekte ABD’nin) gümrüğünden geçirme konusunda zorluklar yaşayabilirsiniz. Biz son ürünümüzü Türkiye gümrüğünden çıkarırken o ürün grubuna özel ek belgelendirme gereklilikleriyle karşılaşmıştık.

  • Ürünü hedef pazarda satışa hazır tutarken depolama koşullarında zorluklar yaşayabilirsiniz. Amazon depolarındaki limitlendirme örneğine ek olarak yukarıda bahsettiğim Sales Tax ilgili eyalette bir ürününüz bulunsa dahi sizi physical nexus ile bağlıyor.

  • Ürün satılır da müşteri memnun olmaz ve ürünü iade ederse, o ürünü geri alıp tamir etmek ve yeniden değerlendirmek gibi konularda da sorunlar yaşayabilirsiniz.

Ben bu saydıklarımının çoğunu yaşadım ve işin gerçeği bu deneyimlerin birçoğu fiziksel ürün ticaretine ilişkin motivasyonumu ciddi derecede azalttı.

Ama biliyorum ki bu yazıyı okuyanların çoğu şimdiye kadarki deneyimlerden elde ettiğim tavsiyeleri dinlemek için burada. Şimdi onlara geçelim:

7. Amazon’da Satış Yapmak İsteyenlere Samimi Tavsiyeler

7.1. Amazon’da satış eğitimini doğru yerden alın

Öncelikle Amazon’da satış hakkındaki öğrenmeleriniz için size internetten bir şey satmak isteyenlere karşı uyanık olun. Maalesef çok fazla kötü niyetli kişi satış yapıyor gibi görünüp başka kaynaklardan topladığı bilgileri kurslar, e-kitaplar, abonelik portalları vs aracılığıyla satmaya çalışıyor. Bu kişiler Amazon satışlarından para kazanmak yerine Amazon satışlarından para kazanma kurslarını satarak kazanıyorlar. “Altın aramaya gidenlere kürek satmak” misali aslında kendileri altın aramaktan (ürün satmaktan) değil de kurs ve içerik (kürek) satmaktan kazanıyorlar.

En kötüsü de size kendi kurs satışlarını arttırmak için Amazon’da satış veya başka herhangi bir konuyu çok kolaymış gibi göstermeye çalışmaları. Eğer size “hızlı ve kısa yoldan zengin olun”, “herhangi bir tecrübe gerektirmez”, “düşük bir sermaye ile başlanabilir”, “günde 15 dakikanızı ayırmanız yeterli”, “İngilizce bilmeniz gerekmiyor”, “hayatınızı tatillerde geçirin”, “adım adım A’dan Z’ye her şeyi anlatıyoruz, siz sadece tıklamaları yapın ve para kazanmak için uyumaya başlayın” gibi şeyler söylüyorlarsa muhtemelen bu kötü niyetli kişilerden biriyle karşılaştınız. Aynı sözleri 2016’da Muslim Entrepreneurs Network adındaki organizasyondan bana gelen mailde de görmüştük, benim için o sıralarda çok ilgi çekici olmuştu ama söylenenlerin çoğu yalandı, bu organizasyonun gerçek yüzü de 2019’da ortaya çıkmış zaten. Velhasılı kelam dikkatli olun, işi bilmeden işi öğretenler bütün online kanallardan detaylı hedeflemelerle size ulaşmaya çalışıyorlar.

Peki ben başlarken size hangi eğitimi öneririm? Piyasada iyi olduğu bilinen neredeyse bütün kursları izledim, bunlar içerisinden en iyisi Amazing Selling Machine‘di, ancak fiyatı $3.000-$4.000 seviyelerinde olduğu için o fiyata değmez diyebilirim. Daha önce $1.000’a satılan ancak yakın zamanda Helium 10 aboneliklerine dahil edilen ve şu anda $48’a erişebileceğiniz Kevin King’in Freedom Ticket eğitimi için en iyi seçenek olarak görünüyor. Bu eğitimle beraber Amazon’da satışın %80’ini öğrenebilirsiniz, geriye kalan %20’lik kısmı da zamanla satış tecrübelerinden oluşacak.

7.2. Her okuduğunuza inanmayın, kaynakları kullanın

Bu yazıya kadar gelmeden önce muhtemelen daha birçok kaynaktan bu işi araştırdınız, bazı Facebook veya Telegram gruplarına katılıp sorular sordunuz, sorulan soruların cevaplarını okudunuz. Buraya kadar bir sorun yok, ancak bu tür gruplarda alelade kişiler tarafından yazılanların önemli gerçekler, hatta bir iyi-uygulama olduğunu düşünmeyin. Amazon yapısı itibariyle çok oynaktır ve alınmış herhangi bir sonuç yalnızca bu sonucu etkileyen bütün unsurlar bir araya geldiğinde ortaya çıkmış olabilir.

Örneğin, birisi kendi ürünü için sponsorlu video reklamı oluşturup kârlı satışlar elde edebilir. Bunun sebebi; onun ürünü iyi fiyatlandırmış olması mı, videonun çok cezbedici olması mı yoksa yeni bir reklam türü olduğu için pazardaki rakiplerin henüz bu reklam türünü kullanmaması mı olduğunu bilemeyiz. Bu sonuç o kişinin kendi ürünü, kendi niş pazarı, kendi videosu ve reklam stratejisiyle ortaya çıkmış bir sonuçtur. Sadece bir kişinin bu sonucu elde etmiş olması “sponsorlu video reklamlar -her koşulda- kârlı reklamlardır” demek değildir.

Ancak bunu görmek sizin için bir ipucu olabilir, konuyu araştırmaya başlayıp siz de denemeler yapabilirsiniz. Hatta daha iyisi, herhangi bir şey denemeden bu gruplara “bu konuda kaç kişinin nasıl deneyler yaptığını” sorabilirsiniz. Olumlu cevaplar alırsanız denersiniz, ama buna rağmen iyi bir sonuç alamayabileceğinizi unutmayın, yüksek maliyetli denemeler yapmayın.

Ek olarak, bu tür gruplarda saatlerce vakit geçirmek zamanınızı verimsiz geçirmenize sebep olur. Hangi bilgi ve tecrübe seviyesinden olduğunu bilmediğiniz kişilerin yazdıklarını okumak neye önem vermeniz gerektiği konusunda kafanızı karıştırabilir. Bu konuda benim için önem sıralaması şu şekildedir: Amazon Eğitimi İçeriği -> Amazon Blogları -> Amazon Grupları. Eğitim içerisinde öğrendiklerime uygulanacak gerçekler olarak bakarım, bloglar daha çok güncel kalabilmek ve fikir sahibi olmak için, gruplarsa sorularımı sorup diğerlerinden öğrenmek için.

7.3. Bütçenizi doğru belirleyin

Amazon’da satışa yeni başlayacak biri olarak en önemli konulardan biri neye ne kadar para harcayacağınız, ne kadar paraya ihtiyacınız olduğu.

Muhtemel gider kalemleri şunlar:

  • Ürünün ve paketinin numunelerinin maliyeti (araştırma maliyeti)

  • Ürün üretim maliyeti

  • Ürün paketi maliyeti

  • Ürünlerin paketlenmesi ve barkodlanması maliyeti (bazı üreticiler istiyor, ama çok değil)

  • Üretim yerinden satış yerine (Amazon deposuna) kadarki lojistik maliyet

  • Üretim yeri gümrüğünden çıkış maliyeti

  • Satış yeri gümrüğüne giriş maliyeti

  • Aktif satış yaptıkça Amazon pazar yerine aylık abonelik bedeli (şu an $39.99, Monthly Subscription Fee)

  • Ürünler depolandıkça aylık depolama ücreti (Monthly Inventory Storage Fee)

  • 365 günden fazla depolanan ürünler için uzun dönemli depolama ücreti (Long-term Storage Fee)

  • Ürünler satıldıkça FBA Fulfillment ücreti (FBA Fulfillment Fee)

  • Ürünler satıldıkça Amazon referans ücreti (Referral Fee)

  • Amazon PPC reklamlarının maliyeti (Pazara girerken toplam bütçenizin %20’si, trafiğinizi oluşturduktan sonra %10’u olmalı)

  • Önemli anahtar kelimelerdeki lansman çalışmalarının maliyeti (Anahtar kelime hacmi / 600 x 10 gün x Kâr hariç satış fiyatı)

Yukarıdaki gider kalemlerinin tamamını dikkatli bir şekilde hesaplayıp ihtiyacınız olan sermayeyi belirlemeniz gerekiyor. Buna ek olarak ikinci ve sonraki üretimler için bir miktar parayı da elinizde tutmalısınız.

Potansiyel kârı hesaplarken de ortalama kâr miktarı x muhtemel satış sayısı üzerinden iade edilebilecek ürünler için %5’lik bir miktarı çıkarmanızı öneririm.

7.4. Nakit akışınıza dikkat edin

Fiziksel ürün ticaretinde nakit akışı çok önemlidir. Kârınız; üretim için, paketleme için, gümrükten geçiş için, taşıma için, satış için ödediğiniz onca paradan sonra size gelecektir. Örnek veriyorum 1000 adetlik üretimi için bugün siparişini verdiğiniz üründen elde edeceğiniz bütün kâr belki de aylar sonra size dönecek.

Bu esnada yeni üretim için ya da bir pazarlama çalışması için paraya ihtiyacınız olabilir, bu yüzden hem her zaman bir miktar nakit tutmalısınız hem de verdiğiniz herhangi bir paranın kârıyla beraber ne zaman size döneceğini öngörebilmelisiniz.

Amazon’daki satışlardan elde ettiğiniz gelirin; reklam, depolama maliyetleri vb. giderler içinden mahsup edildikten sonra her 14 günde bir size gönderildiğini unutmayın.

7.5. Anahtar kelimelerinizi rakiplerden alıp gruplandırın

2018’de izlediğim eğitimlerin birçoğunda anahtar kelimeleri elde etmek için öncelikle ana anahtar kelime belirleniyor, ardından buna yakın anahtar kelimeler araştırılıyordu. Burada hangi anahtar kelimelerin aslında gerçekten satış için önemli olduğunu anlayamıyorduk.

Sonradan daha iyi bir bu yöntem keşfedildi ve böylelikle ürünümüzün birebir rakiplerinin satış aldığı anahtar kelimeleri bulabilmeye başladık. Reverse ASIN Research olarak geçen bu yöntemde birebir rakipleri bulup, onların hangi anahtar kelimelerde en ön sıralarda olduğunu sorgulayabiliyorsunuz, böylelikle rakiplerinizin aslında hangi anahtar kelimelerden satış aldığını öğrenebiliyorsunuz. Ben bunun için Helium 10’den Cerebro aracını kullanıyorum ve filtrelerle sorgumu daha rafine hale getiriyorum, size de tavsiye ederim.

Rakiplerinizden aldığınız anahtar kelimeleri sizin ürününüzle ilişki düzeyine göre üç sınıfa ayırın:

  • 1. Düzey Anahtar Kelimeler: Ürününüzü doğrudan anlatan, birebir sizinle ilişkili anahtar kelimeler

  • 2. Düzey Anahtar Kelimeler: Ürününüzden farklı bir boyutu, rengi, ağırlığı ve çeşidi ifade eden anahtar kelimeler

  • 3. Düzey Anahtar Kelimeler: Ürününüzün kategorisinin ve diğer markaların isimlerinin bulunduğu anahtar kelimeler

Bunlar dışındaki ilgisiz anahtar kelimeleri listenizden silmelisiniz.

Buradaki stratejiniz şu şekilde olmalı: Öncelikle 1. düzey anahtar kelimelerin neredeyse tamamında reklam ve lansman çalışmaları yapmalısınız, satışlarınız için asıl trafik kaynağını oluşturmalısınız. Satışlar, yorum ve yorum ortalaması ile yeterince güçlü bir liste oluşturduktan sonra 2. düzey anahtar kelimelerde reklamlarla satış denemeleri yapabilirsiniz, eğer satış elde ederseniz bu kelimelerde de lansman yapabilirsiniz. Son olarak diğer markaların isimlerinin bulunduğu anahtar kelime gruplarına ve kategoriyi tanımlayan 3. düzey anahtar kelimelere reklam vererek denemeler yapabilirsiniz.

7.6. Reklam yapılandırmanızı dikkatli kurun

Amazon’daki reklamlar kendisinden kâr etmek için değil de daha çok organik satışları arttırmak ve ön sıralarda kalmak için önemli bir araç. Pazardaki bütün rakipleriniz reklam verirken sizin reklam vermiyor olmanız sizin rakipleriniz karşısında yeterince satışa ulaşamamanıza ve nihayetinde sıralamada gerilere düşmenize sebep olabilir. Bu yüzden ilk ürününüzden başlayarak bir reklam stratejisi oluşturmalı, düzenli aralıklarla optimizasyonları yapmalı, iyi performans gösteren reklamları arttırmalı, kötü olanları elemelisiniz.

Reklam kampanyalarını oluştururken Ürün Adı – Varyasyon – Anahtar Kelime Eşleştirme Biçimi gibi bir başlık standardı belirleyin ve sadece onu kullanın. Günlük bütçe ve dinamik tekliflendirme gibi özellikleri her reklam grubu için ayrıca kullanmak isterseniz her kampanya içinde yalnızca bir tane reklam grubu tutun.

İşleri daha da kolaylaştırmak isterseniz benim reklam optimizasyon aracı olarak kullandığım Samurai Seller‘ı deneyebilirsiniz. Daha önce 7-8 tane farklı reklam optimizasyon aracı denemiş biri olarak söylüyorum, en iyisi bu. Bu aracın içerisindeki Bid Optimizer, Quick Negative Matcher ve Keyword Extractor işleri inanılmaz kolaylaştırıyor. Basitçe, siz kendi hedefleriniz doğrultusunda kurallar koyuyorsunuz, bu araç o kurallar doğrultusunda reklamları filtreleyerek doğrudan sizin önünüze getiriyor, ardından siz bunları değerlendirerek işlemleri yönetiyorsunuz. %100 Automated olmadığı ve ek değerlendirme olmadan işlem yapmadığı için en iyisi.

7.7. Müşterilerinizin iletişim bilgilerini toplayın

Bildiğiniz üzere Amazon kendi müşterisinin adresini de iletişim bilgisini de satıcılarla paylaşmıyor. Ürününüzün kullanıcısı memnun müşterilerinizle aranızda bir duvar gibi duruyor Amazon. Ancak uzun vadede başarılı olabilmek ve bir marka oluşturabilmek için müşterilerinize ulaşabilir olmalısınız.

Bu yüzden müşterilere gönderilen ürün kutusunun üzerinde ya da içinde müşterilerin ilgisini çeken bir teklif bulundurun (product insert). Bu teklif “ürünün garanti süresini uzatmak”, “sonraki siparişte %20 indirim” veya “ürünün sağladığı fayda ile uyumlu bir bilgilendirme, e-kitap” olabilir. Bu faydanın ucuna isterseniz e-posta toplayacağınız web sitenizin adresinizi yazın, müşteriler adrese gidip e-postalarını girsinler ve faydayı elde etsinler. İsterseniz Manychat üzerinden otomatik mesajlaşma botu kurun, müşteriyi doğrudan o bota davet edecek bir QR kod ekleyin, müşteri bu QR kodu okutarak doğrudan sizin Messenger listenize dahil olduğunda faydayı elde etsin.

Bir şekilde sizin ürününüzü kullanan müşterilerin iletişim bilgisi sizde olsun ve iletişiminizi sağlayacak bir kanalınız her zaman bulunsun.

7.8. Amazon dışındaki trafikle Amazon’da kazanın

Amazon’da başarılı olabilmek için anahtar kelimelerle yapılan aramalarda ön sıralarda çıkmanız gerekiyor. Bunun için de o anahtar kelime ile yapılan aramalarda ve sizin ürününüz defalarca satın alınmış olmalı. Böylelikle o anahtar kelime ile sizin ürününüz ilişkilendirilmiş ve ilişkinin kuvvetine göre sıralama algoritması tarafından ön sıralara getirilmiş oluyor.

(Birçoğunuzun bildiği üzere) Anahtar kelime ile ürün arasındaki ilişkiyi oluşturmak için lansman dediğimiz bir çalışma yapıyoruz. Bu çalışmada günlük belirli sayıda ürünü, 10-12 gün boyunca, ilgili anahtar kelime ile aranıp da alınmış gibi göstererek ücretsiz bir şekilde dağıtıyoruz. Bu çalışmayı her anahtar kelime için bir kez yapıp bırakıyoruz ve ön sıralara gelen ürünümüz eğer müşterilerin aramalarıyla uyumlu bir ürün olur da satarsa üstte kalmayı başarıyor, aksi takdirde yavaş yavaş aşağılara kaymaya başlıyor.

Peki, lansman çalışması gibi süre ve ürün sınırı koymadan, çeşitli zamanlarda birer ikişer tane o anahtar kelimeden satış alıyor olsak sıralamamıza ne güzel bir destek olur değil mi? İşte bunu YouTube ve Pinterest gibi nispeten rekabeti daha düşük platformlarda gösterilecek içerikler oluşturup, bu içeriklere de Super URL bağlantılarını koyarak yapabiliriz.

Süreç kısaca şöyle:

  1. Google, YouTube ve Pinterest için ürününüzün fonksiyonlarını, faydalarını, nasıl kullanılacağını vs. anlatan anahtar kelimeleri bulun.

  2. Bu anahtar kelimeleri içeren başlıklarla o konuya ilişkin çeşitli kısa videolar (fotoğraflardan da video oluşturabilirsiniz) ve görseller oluşturun. Ardından bunları YouTube ve Pinterest’e koyun, bu platformlara özel SEO çalışmalarını yapın.

  3. Bu içeriklerin açıklama kısımlarına ürüne ulaşmaları için kullanabilecekleri Super URL linkini bırakın. Bu URL müşteri ilgili anahtar kelime ile arama yapmış da sadece bizim ürünümüz çıkmış gibi gösteriyor. Super URL için Helium 10 Gems URL Creation Tool‘u veya birden fazla anahtar kelimeyi sıra sıra gösteren Rotator URL gibi bir bağlantı isterseniz Pixelfy.me‘yi kullanabilirsiniz.

İçeriklerin belirli bir süre içerisinde Google’da, YouTube’ta ve Pinterest’te ön sıralarda görünmeye başlamasıyla sizin içerikleriniz görüntüleme almaya başlayacak. Görüntüleme aldıkça Super URL tıklamaları ve ardından satın alımlar artacak. Anahtar kelimelerdeki performansınıza sürekli destek olan bu yapıyla Amazon dışındaki trafiği Amazon’da kazanmak için kullanabileceksiniz.

7.9. Satış kanallarınızı çeşitlendirin

Eğer uzun vadeli bir marka kurguluyorsanız mutlaka Amazon dışındaki pazar yerlerinde de hatta en ideali kendi e-ticaret sitenizde de satış yapın. Bütün satışlarınızı sadece Amazon’dan veya başka bir pazar yerinden yapma hatasına düşmeyin. Aksi takdirde bu tek satış kanalında bir şekilde kalıcı bir sorun ortaya çıkarsa bütün işiniz elinizden gidebilir.

Satış kanallarınızı çeşitlendirerek işinizi ve nakit akışınızı güvenli hale getirirsiniz. Amazon’u öncelikleyebilirsiniz, ama mümkünse kendi e-ticaret sitenizle kendi organik trafiğinizi oluşturmanızı da tavsiye ederim.

7.10. Uzun vadeli düşünerek sabırlı olun

Amazon’da satış çok uzun ve zahmetli bir yol. Bir ürünün üretiminden, bu ürünü kullananlardan sadık müşteri kitleleri oluşturmaya kadar birçok şeyi deneyeceksiniz. Bu yolda başarıyı da başarısızlığı da tadacaksınız. Bu yüzden her zaman öğrenin, ilerleyin ve çalışmalarınızın karşılığını görmek için sabırlı olun.

8. Bundan Sonrası

Son durumda Amazon’daki çalışmalarıma şöyle bir yön verdim: Satışta olan ürünlerdeki çalışmaları sürdürüyorum ancak Amazon’a yeni ürün eklemiyorum. Peki neden?

Öncelikle Amazon’un pazar yerindeki adil rekabeti koruyamadığını gördüm. Çinli satıcıların black-hat yöntemlerle sahte yorum arttırmaları bunun sadece bir örneği. Buna ek olarak rakiplerin bizim satış yaptığımız listeyi kendi envanterlerine ekleyip “adult” olarak işaretlemesi sebebiyle ürünümüzün aramalarda görünmemesi, kendi markamız altında sattığımız ürün sadece bizde olmasına rağmen başka satıcıların da aynı ürünü sattığını iddia etmesiyle beraber müşterilerin yanlış ürünü teslim alması ve olumsuz yorum yazması, rakiplerin ürünlerimizden satın alıp daha sonra iade etmesinden dolayı Negative Customer Experience sebebiyle listemizin kapanması ve daha bir sürü olumsuz örnek sayılabilir.

Bunun dışında, ciddi paralar harcayarak Amazon’da elde ettiğimiz sıramaların (ranking) herhangi bir olumsuz durumda (listemiz kapandığında, stok kalmadığında vs.) doğrudan bozulacak hassas bir yapıda olması nakit akışımızı sürekli zora sokuyor. Herhangi bir sorun yaşadığımızda başvurduğumuz Seller Support’ın inanılmaz umursamaz tavırları ve tekrar eden şablon cevaplarından bahsetmiyorum bile.

Ek olarak fiziksel ürün ticaretine ilişkin yaşadığım sorunları yukarıda madde madde saymıştım. Her bir ürün için tedarik yönetimi, lojistik yönetimi, stok yönetimi, gümrükleme, depolama gibi konuların tamamını ayrı ayrı çalışmak gerçekten yorucu. Böyle bir işi ölçeklemek de büyük sermaye gerektiriyor.

Peki Amazon’a yeni ürün eklemek yerine ne yapacağım? Amazon’da satış öğrenirken İngilizcemi de bir hayli geliştirdim ve bu yüzden internetteki daha cazip fırsatları görmeye başladım. Örneğin, Jack Butcher’dan bilgi girişimciliği ile dijital ürünlerin nasıl üretilip satılabileceğini öğrendim. Dijital ürünlerin bir kez üretilip defalarca satılabilmesi; lojistik, gümrük, depolama ve hatta iade bakımı gibi uğraşlarının olmaması beni çok heyecanlandırıyor. Print on Demand iş modelini duydum; üretim, depolama ve lojistik konularına hiç girmeden mücevher bile satabileceğimi öğrendim.

Bundan sonraki dönemde, Amazon’da satış yaparken edindiğim tecrübelerle dijital ürün iş modellerini veya Print on Demand gibi dijitale çok yakın iş modellerini deneyeceğim. Bu sefer çok daha hızlı deneyip, yanılıp, öğrenip, geliştirip büyüteceğim.

Bu kadar uzun bir yazıyı okuduğunuz için sizi tebrik ederim. Sonraki 9-10 sayıda bütün internet girişimcilerini ilgilendiren konulardan, ardından da spesifik başlıklardan devam edeceğim.

Kalın sağlıcakla!